1.GALATAPORT PROJESİ NEDİR?
Salı Pazarı Kurvaziyer Limanı’ndan
Karaköy Rıhtımı ve Mimar Sinan Üniversitesi Fındıklı Kampüsü’ne kadar uzanan
1.2 kilometrelik sahil şeridini, 112 bin 147 metrekarelik alandaki bütün
binaların turistik ve ticari amaçlarla onarılmasını ya da yıkılarak yeni
binalara yer açılmasını amaçlayan projedir.
Galataport'la
ilgili ilk haberler 2002 Mart ayında Mega
Proje adıyla kamuya duyuruldu. Denizcilik İşletmeleri, Salı Pazarı'ndaki
antrepoların yerine içinde alışveriş, eğlence ve kültür merkezi ile turistik
tesislerin yer alacağı dev bir kompleks inşa etmeye hazırlandığını söyledi,
Türkiye Denizcilik İşletmeleri Genel Müdürü Erkan Arıkan, projenin 2005'te
tamamlanacağını ileri sürdü. Radison SAS grubu, proje kapsamında yer alacak
otel için yatırım planları yapmaya başladı. Sabancı Grubu CarrefourSA ile alışveriş merkezine, Eczacıbaşı Grubu ise müze ünitelerine
yatırım yapmayı planlıyordu.
2. SÜREÇ NASIL BAŞLADI?
Bir diğer adı SALI PAZARI Projesi olan Galataport,
2002 yılında ilk olarak kamuya duyuruldu. Proje için İstanbul 1 No'lu Kültür ve
Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu'ndan Nisan 2005’te onay çıktı ve süreç
başladı.
Kapalı teklif
usulüyle Pilot Ortaklık Finans Gayrimenkul İnşaat Yatırım Ortak Girişim Grubu,
Tepe Grubu ve Royal Carribean'ın dahil olduğu projenin ihalesi yapıldı. YAP-İŞLET-DEVRET modeliyle ihale edilen
Galataport Projesi'nin ihalesini kazanan firma 49 YILlığına proje kapsamındaki yapıların işletme hakkına sahip olacaktı.
Bu durumda her ne
kadar kamu yararı gözetileceği iddia edilse de ne kent hakkı ne de kamu yararı
gözetildi. Projeyle birlikte nezihleşme gözlendi ve kiralar artmaya başladı.
3. İLK İHALE
En yüksek teklifi
İsrailli işadamı Sami Ofer ve Mesut Yılmaz'ın yeğeni Mehmet Kutman
önderliğindeki konsorsiyum verdi. İhale, Royal Caribbean Cruises Ltd.
konsorsiyumunda kaldı. Verilen para 3,5 milyar Euro. Projede ödemede çok büyük
kolaylıklar sağlanıyordu. İlk 4 yıl ödeme yapılmayacak ve 4. yıl 3,5 milyon
euro ödenecekti. Yıllık faiz oranı yüzde 10.75 ile ödeme 49 yıla yayılmıştı.
4. İLK İHALENİN İPTALİ SÜRECİ
Proje dahilindeki, kurvaziyer yat yapımına ilişkin imar değişikliğini onayan Kültür ve
Turizm Bakanlığı’nın kararı İstanbul Şehir Plancıları Odası tarafından mahkemeye götürüldü.
2005 yılının Aralık ayında Danıştay projenin iptaline karar verdi. Danıştay 6. Dairesi, dava
konusu olan imar değişikliğinin dayanaksız olduğunu belirtti. Ayrıca
özelleştirme bölgesindeki imar planı değişikliği yapma yetkisinin Kültür ve
Turizm Bakanlığı’nda değil, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nda olduğuna karar
verildi. Bunun üzerine ihale dosyası, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’na gönderildi.
Sonrasında ihale iptal edildi. Özelleştirme İdaresi Başkanlığı yeniden imar
planları hazırlamak için çalışmalara başladı.
5. MAHKEMİNİN
PROJEYİ İPTAL KARARI
Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından İkinci kez ihaleye
çıkarılması planlanan projenin imar planı Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu’ndan geri döndü. İhalelere ara verildi.
Mart 2008’de Galataport projesi aleyhine bir mahkeme kararı
daha çıktı. 1/100.000 ölçekli İstanbul
il Çevre Düzeni Planı hakkında İstanbul 2. idare Mahkemesi yürütmeyi durdurma
kararı aldı. Böylece Galataport projesi uygulanamayacaktı.
6. YENİ PLANLAR, DÜZENLEMELER, MEVZUAT DEĞİŞİKLİKLERİ ve
PROJENİN DEVAMI SÜRECİ
Mart 2009’da hâlihazırda geçerli olan yeni Çevre Düzeni Planı yapıldı. Aralık 2010’da Kıyı Kanunu’nda değişiklikler yapıldı;
Galataport, Haliçport ve Haydarpaşaport projeleri ile ilişkili önemli
değişikler. Buna göre dolgu alanlarında kültür ve tabiat varlıklarını
koruyan hükümlerin uygulanmamasına karar verildi. Yapılan değişiklikle yeni bir
kanun maddesi getirildi. Bu kanun maddesi de kıyı dolgu alanlarında inşa edilebilecek yapıların kapsamı artırıldı.
7. İKİNCİ İHALE SÜRECİ
Özelleştirme İdare Başkanlığı tarafından 16 Mayıs 2013’te
yapılan yeni ihaleyi ise 702 milyon dolarlık teklif ile Doğuş Holding kazandı. İhale çok kısa bir sürede sonuçlandı.
İkinci ihalede ilk ihaleye göre değişiklikler yapıldı. İlk
ihale yap-işlet-devret modeli iken 2013’teki ikinci ihalede işletme hakkı devri
modeli kullanıldı. İhale süresi 49 yıldan 30 yıla düştü. Emsal değeri 2’den 1,5’a düşürüldü.
8. HUKUK SÜRECİ VE
PROJENİN YAPIMINA BAŞLANMASI
Şubat 2013’de
Mimarlar Odası, Şehir Plancıları Odası ve İnşaat Mühendisleri Odası; Danıştay’a yeni imar planının durdurulması
ve iptali talebiyle dava açtı.
İstanbul 10. İdare
Mahkemesi, Beyoğlu koruma uygulama ve
Beyoğlu nazım imar planlarını iptal etti. Fakat iptal kararı Galataport gibi projelerin imar planı kapsamına alınmadan,
proje bazında planlanması sebebiyle Galataport’un geleceğini etkilemiyor
denildi.
Ekim 2014’de Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu,
702 milyon dolara Doğuş Holding'in kazandığı Galataport projesi için durdurma kararı verdi. Başbakanlık
Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, Danıştay'ın kararının Galataport projesinin
imar planlarının yürütmesinin durdurulması anlamına gelmediğini öne sürdü.
Fakat Danıştay'ın, meslek odalarının yürütmenin durdurulması isteminin reddini
iptal etmesiyle Galataport imar
sürecinin yerinde keşif ve bilirkişilik raporuyla yeniden değerlendirilmesine
yönelik kararı, meslek odalarının projenin yürütmesinin durdurulması
isteminin onanması anlamına geliyor. Mayıs 2015’de Galataport projesine ait
imar planlarına üç meslek odasının Danıştay'da açtığı davada bilirkişi raporu geldi. Raporda imar
planlarında Karaköy Sahili’nin kentsel sit alanı içinde kaldığını anlatan bir
gösterime yer verilmediğini belirtirken, sahilin özelleştirme sonucu kamuya kapatılacağının
altı çizildi. Eylül ayında da Galataport projesiyle ilgili nihai Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporu
için "olumlu" kararı verildi. Ekim 2015’de ise projenin iptali
istemiyle açılan davada, bilirkişi raporuyla aynı doğrultuda görüş bildiren savcılık, projenin ‘kamu yararı’na aykırı
olduğunu savundu. Hâlâ davalık
olmasına rağmen Şubat 2016’da projenin yapımına başlandı.
PROJEYE NEDEN İTİRAZ EDİLİYOR?
- Kent/insan ile deniz ilişkisinin kesilmesi
Kıyı kent ilişkisinin koparılmayacağı söyleniyor. Ama alanın kullanımı / işletmesi bir şirkete devrediliyor. İhale şartnamesine göre şirket, alanı istediği gibi kullanma hakkına sahiptir; yani proje alanını istediği fonksiyonda değiştirebilme hakkına sahiptir.
- Kamuya açık hâle getirilmesi gereken bir alanda, rant sağlamaya yönelik projenin yapılması; kıyıyı hatta denizi fiilen özelleşiyor.
(Anayasa’nın 43. Maddesi “Deniz,
göl ve akarsu kıyılarıyla, deniz ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil
şeritlerinden yararlanmada öncelik kamu yararının gözetilmesi” maddesine aykırı
bir proje. )
- Kıyı kanunda mega projelerin gerçekleşebilmesi için özel/ayrıcalıklı düzenlemeler yapılabilmesi hukuka aykırı bir durum Alandaki tarihi doku korunması gerekirken proje kapsamında birçok yapı için fonksiyon değiştirme adına riskli yapı kararı alınması
- Beyoğlu Koruma Uygulama ve Beyoğlu Nazım İmar Planları bütüncül olmamaları sebebiyle iptal edilirken Galataport bir mega proje olararak proje bazında planlanmıştır. Yani projenin dayanağı olan bir imar planı yok.
·
Tarihi yarımadanın ve boğazın
siluetinin bozulması
Galata’ya
gelip demir atan gemiler, Yarımadanın göbeğinde 15-20 katlı yapı gibi
yükseliyor. Bunlar tarihi İstanbul'un göbeğinde bir set oluşturuyor. Sahile
erişim ve manzara sınırlanıyor, siluet bozuluyor.
- Yerleşmenin dokusunu etkilemesi ve bozması
- Proje alanı ve çevresinde sosyal doku rant uğruna değiştirilmekte; çevresinde soylulaşmaya sebep olmaktadır. (Karaköy’de emlak piyasasında hızlı bir artış yaşanması, değişen sosyal profil, değişen esnaf profili, yenilenen binalar, yeni oteller)
Galataport Projesi,
açıkça görülüyor ki kent insanının yaşamına hizmet eden bir proje değildir. Üstten
inme karar ve projelerle sahil şeridi ve çevresi turizm cazibe merkezi hâline
getirilmektedir. Projeyle ilgili tek sorun halka ait olan sahil şeridinin
özelleştirilmesi değil; bir o kadar önemli olan diğer sorun da bu mega projenin
Karaköy, Tophane ve çevresi üzerindeki dönüştürücü baskısıdır (soylulaşma).